İsrail Polisi Filistinlilere Müdahale Ediyor
İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Silvan Mahallesi’nde cuma namazı kılmaya çalışan Filistinlilere ses bombalarıyla müdahale etti.
Yüzlerce Filistinli, İsrail’in Filistinlilerin topraklarında zeytin ağacı yetiştirmesini yasaklamasını protesto etmek için Silvan Mahallesi’nde toplandı.
Cuma namazı vaktinde bir grup Filistinli seccadelerini yola sererek namaz kılmaya hazırlandı.
İsrail polisi ise namaz kılmak isteyen Filistinlilere cop ve ses bombalarıyla müdahale etti.
Namazın bitmesinin ardından Filistinliler ile İsrail polisi arasında arbede yaşandı. İsrail polisi, TOMA’dan sıkılan pis kokulu su ile Filistinlilere müdahale etti.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün Silvan İlçesi’nin Bostan bölgesindeki Filistinli “Semrin” ve “El-Abbasi” aileleri, Wadi Rababa bölgesinde zeytinlerini işledikleri gerekçesiyle İsrail Doğa ve Parklar Kurumu tarafından mahkemeye çıkarıldı. Bir İsrail mahkemesi her bir Filistinli aileye 20.000 şekel (yaklaşık 5.500 $) para cezası verdi.
Yerleşimci örgütlerin işgali altındaki Doğu Kudüs
Doğu Kudüs’ün Silvan Bölgesi’nde bir dizi Filistinli aile, İsrail mahkemelerinin verdiği kararlar nedeniyle evlerini Yahudi yerleşimciler lehine kaybetme tehdidiyle karşı karşıya.
Filistin mahallelerinin merkezindeki yasadışı Yahudi yerleşimlerini genişletmek için yapılan tahliye işlemleri, Yahudilere ayrıcalık tanıyan İsrail yasalarına dayanmaktadır.
Filistinli ailelere yönelik tahliye davaları, İsrail’in 1970 Hukuki ve İdari İşler Kanunu temelinde yerleşimci grupları tarafından açılıyor.
Yasa şu anda 1948’den önce Doğu Kudüs’te Yahudilerle ilgili olduğu iddia edilen varlıklar için geçerli olsa da, bu mülklerin çoğunda şu anda Filistinliler yaşıyor ve yalnızca Yahudilere toprak iadesi hakları veriyor.
Şu anda Filistinlilerin mülklerini geri alabilmeleri için paralel bir yasal sistem yok. Aksine, 1948 savaşından sonra İsrail’e dönüşen topraklarda evlerini terk etmek zorunda kalan Filistinlilerin bu mülkleri geri almalarını 1950 tarihli “Gıda Kanunu” katı bir şekilde engellemektedir.
Tahliye ile karşı karşıya kalan Filistinlilerin çoğu, 1948’de İsrail tarafında evlerini kaybeden ve şimdi ikinci hatta üçüncü kez yerinden edilmek üzere olan Filistinli mülteciler.
İsrail devlet kurumları ve uluslararası Siyonist örgütlere dayanan yerleşimci örgütler, eski sahibi Yahudi olduğu iddia edilen kişilerle veya sakinlerle hiçbir bağı olmamasına rağmen, bu konutların mülkiyet haklarına çeşitli şekillerde el koymak için çalışıyor.
İsrail Adalet Bakanlığı’na bağlı Genel Muhafız birimi, yerleşimci örgütlerin 1970 yasası aracılığıyla Filistinli ailelere karşı tahliye işlemleri başlatmaları ve bu mülkleri Filistinlilerden “geri almaları” için yasal platform da sağlıyor.